ESKİ YILLARA ÖZLEM!


15 Eylül Alaçatı, 16 Eylül Çeşme’nin düşman işgalinden kurtuluş günleridir.101 yıldır her sene bu günleri büyük bir coşkuyla kutlamaktayız.
Çocukluk yıllarımda Alaçatı’nın Kurtuluşu yaklaştığı günlerde, tütün üreticileri uç altınlarının kırıldığı son elleri. Bir an önce tütünlerini tarlasından toplayıp kıramandalaya asıp kuruduktan sonra toplayıp hasırların üstünde sergiye yatırıp kurumaları bittikten sonra da sabah çiğ yağmasını bekler. Çiğin yağdığı bir sabah erkenden herkes dörder beşer kargı elinde taşıyarak evinin en büyük odasındaki istife koyardı.
15 Eylül’e kadar bu işleri aceleye getirip bir an önce tütünlerini toplayıp Kurtuluş bayramında daha güzel eğlenebilsin diye.
14 Eylül’de Belediye işçileri doğadan toplattığı mersin dallarından bütün esnaflara birer kucak dolusu bırakırlardı. Esnaf da mersin dallarını dükkânın önünü yeşil mersin dallarıyla süslerdi. Alaçatı sokakları yemyeşil doğa kokardı. DükkânlarTürk Bayrak’larıyla süslenirdi. Bütün sokaklar yeşil Kırmızı, gelincik tarlası gibi yabani mersin kokardı.
15 Eylül günü saat 16.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda toplanılır, günün anlam ve önemini Belediye başkanı halka anlatırdı. Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenler bitince Alaçatı Şehitliği’nde yatan Konya Ilgın’lı Mustafa Çavuş, Sinoplu Ahmet Çavuş ve Alaçatı’ya 15 Eylül’de özgürlük bayrağını çeken Üsteğmen Selahattin Selışık şehitlerimizi, anar, saygı duruşunda bulunur ve bizlere yaşanılır bir ülke bıraktıkları için 101 yıldır şükranlarımızı sunardık.
Alaçatı’da beygiri olanlar kortejin başlama yeri olan Cumhuriyet Meydanı’nda süvari birliklerini temsilen törene atlarıyla gelirlerdi.
Tören başladığı zaman İstiklal Marşı okunduktan sonra tören kıtası havaya kuru sıkı mermiler atar Belediye Binası’nın üstünde bulunan canavar düdüğü “Siren”üç dakika bağırtılırdı. Alaçatı o gün canavar düdüğünden inlerdi. Katılamayan yaşlılar evinin penceresinden bakarak törendeki korteje gözleri yaşlı olarak ellerinde bayraklarla selamlardılar.
Başlarında Karakol Komutanı ve birkaç tane jandarma askeri de katılırdı. Yerel halkla asker elele verirdi. Esnaflar kamyonetlerden halka hediyeler atarlardı. Kasaplar küçük kesekâğıdına sarılı kıyma veya et, bakkallar avuç avuç şeker dağıtırlardı. Alaçatı yerel halkı sokakları hınca hınç doldururdu.
O yıllarda amfi tiyatro yoktu. Alaçatı’nın kutlamaları Cumhuriyet Meydanı’nda, daha sonraları meydan yeterli olmayınca spor sahasında yapılmaya başlanmıştı. Gündüz resmi törenler bittikten sonra Alaçatı halkı çoluk çocuk, erkeği kadını, herkes yerel çalgıcılarla, davul zurna eşliğinde eğlenilirdi.
Bu topraklar öyle kolay kazanılmadı. O günleri yaşayanlar çok iyi bilirler. Bizler bu ülke için bu vatan topraklarını canlarıyla kazanan şehitlerin ve gazilerin torunlarıyız.
Bizlere bu güzel vatanımızı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize sahip çıkmalıyız.
Son yıllarda ülke olarak resmi ve kurtuluş bayramlarımıza biraz duyarsız kalmaktayız. Törenlere çok az sayıda duyarlı kişi katılıyor. Kutlama günlerine katılmıyoruz Bırak katılmayı dükkanlarına, evinin penceresine Türk bayrağını bile asmıyorlar. Neden böyle olduk… Kurtuluş savaşında verilen mücadeleden önce insanlarımızın çektiği çileleri öğrenmek için size birkaç tane kitap önermek istiyorum okumayanlar için.
Bilhassa genç kardeşlerime seslenmek istiyorum. Gençler bu kitapları okusunlar ki bu topraklar nasıl kazanıldı öğrensinler.
- Kutsal İsyan / H. İzzettin Dinamo
- Şu Çılgın Türkler / Turgut Özakman
- Ateşten Gömlek / H. Edip Adıvar
- Halas / Mehmet Rauf
- Sahnenin Dışındakiler / A. Hamdi Tanpınar
- Toz Duman İçinde / Talip Apaydın
- Kalpaklılar / Samim Kocagöz
- Esir Şehrin İnsanları / Kemal Tahir
bu eserleri okumayan kardeşimiz tabiî ki Kurtuluş Savaşını ve bu toprakların nasıl kazanıldığının farkında olmayabilir.
Lütfen okuyalım okuduktan sonra da bu topraklara nasıl sahip olduğumuzu nasıl mücadele edildiğini öğrenelim, bu vatan için mücadele eden Gazi ve şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.
15 EYLÜL ALAÇATI KURTULUŞ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.
Kalın sağlıcakla…
Bir anıt ve yazı görseli olabilir
Tüm ifadeler:
Veysel Ayhan, Selma Artar ve 49 diğer kişi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

YAŞANMIŞ ANILAR!

YAŞANMIŞ ANILAR!  Bir köy çocuğu olarak geldim dünyaya. Bir yılkı atı kıvamında büyüdük yetiştik, türlü badireleri geçerek. Bu zamana gelinc...