“Alalaçatı 100 veya 150 yıllık imladır. Alaçatı’da xıv. Yüzyılda Osmanlı
hakimiyeti başlar.Bütün maddi varlığı tesbit etmek üzere tahrirler yapar. Bu
tahrirlerde (Kayıtlarda)Alaca-At’dır adı.”(31)
Alaçatı 1850'li yıllarda Güneyi bataklık olan Alaçatı; zamanın Sadrazamının
“Bataklığı kurutun! ” Buyruğuyla Alaçatı'nın Güneyindeki tabii limana ulaşan
bir kanal açılır. Ovalardan büyük hendeklerle drenaj sağlanarak bataklık
kurutulur. Açılan kanal daha sonraları gemilerin yanaştığı bir liman olur. Bu
çalışmaya zamanın mimari Hacı Memiş Ağa önderlik eder ve adalardan imar işinde
çalışmak üzere Rum işçiler getirtir. Gelen Rum işçiler Alaçatı Limanının 1000 m
kuzeyinde yeni Alaçatı'yı inşa ederek yerleşirler. İşleyebilecekleri tarlaları
olmadığı için, büyük toprak sahibi Türkler tarlalarını tesis edip işletmek ve
bir süre sonra devretmek koşuluyla Rumlara verirler. Bir anlamda bu,
yap-işlet-devret modelidir. İşletme sahibi Rumlar Alaçatı'da bağcılığı geliştirirler.
Günümüzden yüzyıl önce Alaçatı'dan şarap dış ülkelere ihraç edilir. Alaçatı
şarabı dünyanın kaliteli şarapları arasında yerini alır. Bu yüzden Alaçatı
kiliselerinin en önemli süsleme figürleri üzüm salkımlarıdır. 1873 yılında
Alaçatı'da Belediye teşkilatı kurulur. Takriben 19. yy 'dan önce Alaçatı ve
çevresinde, Çeşme, Köste, Çiftlik, Ovacık vs. ile birlikte 45 bin kişi
yaşamaktadır. Bu nüfusun 40 bini Rum geriye kalan beş bini Türklerdi.
Hilmi Uran 1914'te Çeşme'ye Kaymakam olarak tayin edilir. Göreve
başladığından bir iki ay sonra Balkanlar'dan özellikle Yugoslavya, Makedonya,
bölgelerinden ilk göçmenler gemi ile Çeşme'ye gelir. Göçmenlerin gelişi Rumlar
arasında panik yaratır ve kısa zaman içinde bölgeyi terk ederler.
Yugoslavya'dan gelen bu göçmenler Alaçatı'da iskân edilir. Bağcılığa yabancı
olan göçmenler şarapçılığı hiç bilmezler. Selanik'ten Makedonya'nın Karacaova
bölgesinden ve Girit, İstanköy gibi adalardan mübadil göçmenler gelir.
Alaçatı'da tütüncülüğün gelişmesini sağlarlar. Tütün, kavun yetiştiriciliği ve
hayvancılık 1980'li yıllara Alaçatı'yı taşıyan unsurlardır. Daha sonra tarım
üretiminin yerini esnaflık, kısmen balıkçılık ile geçinmektedir.1989 ve 2004
yılına kadar Belediye Başkanlığı yapmış olan Sayın Remzi Özen’in 1999 seçim
broşüründe İMAR ÇALIŞMALARI sayfasında “Değerli Alaçatı’lılar Ilıca
-Çakmak,Çayır (Şantiye),Punta (Paşa limanı) ve şifne bölgelerinin Alaçatı
sınırları içinde olduğunu,Reisdere’nin Alaçatı Bucağına bağlı bir köy olduğunu
ilgili olanlar bilirler. Saydığım bu çok değerli alanların hesapları ne yazık
ki şimdilerde de görmekte olduğumuz tutucu, küçük particilik hesapları ile
1950-1981 yılları arasında Çeşme Belediyesi’ne kaptırıldığını hatırlarım. Ilıca’da,
Çeşme’de. Paşa Limanı’nda Boyalık’ta 50 yıldan fazla zamandan
Beri imar çalışmaları yapılırken, Alaçatı idarecileri büyük bir aymazlıkla
yalnızca seyretmişlerdi.” 2014 yılında Büyükşehir yasası ile mahalle olan
Alaçatı, Mahalli yöneticiler ve halk sadece seyrettik. Hiç mücadele vermedik.
Kalın sağlıcakla.
18/10/2024
Dipnot (31) Yusuf Oğuz Oğlu 5 Şubat 1988 Alaçatı Sempozyumu tebliği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.