Alaçatı son günlerde kendinden söz ettirirken
gürültü ile ilgili ulusal ve yerel medyada ilk sıralardaydı. Aslında Alaçatı bu
günlere gelirken ilk olarak sörf’ü sakız ağaçları, enginarı, mimari dokusu ile
anılırdı. Alaçatı’ya ilk gelenler, 1914’te göçmenler, daha sonra 1922’de
mübadiller yıllarca huzur içinde yaşardılar.1990’dan sonra şehir kalabalığından
sıkılan değerli insanlar, Alaçatı’nın rüzgârına, havasına, mimari dokusuna,
imrenerek burada yaşama kararlarını vermiş olanlardır. Alaçatı’dan eski evleri
satın alıp, bu binaları Alaçatı’nın mimari dokusuna uyarak butik otele çevirip
Alaçatı’ya bir ivme kazandırdılar. 1989 yılında yerel seçimi kazanan Sosyal
Demokrat Halkçı Patisinden Belediye Başkanı olan Sayın Remzi Özen ilk
icraatlarından biri Alaçatı eskimiş ve yıkılmış bahçe duvarlarını tamir
ettirerek, Alaçatı’nın daracık sokaklarını asfalt olarak kullanılırken bu
sokaklarımızı Arnavut kaldırımıyla kaplatarak işe başladı. Hatta çıkmaz sokakları
bile parke taşı ile döşettirdi. Üçüncü icraatı ise Uluslararası Gençlik ve
Çocuk Tiyatroları Festivali’ni düzenledi. Bu festivalde uluslararası ülkelerinden
katılan sanatçı guruplarla gençlerimiz ve halkımız tanışma fırsatı yakaladılar.
Oyunlarını Amfi Tiyatrosu o yıllarda olmadığından Kuğulu Park’ında hasırların
üstünde ve seyyar platformlarda Tiyatro izlenirdi. Önceleri de var tabi ki… Yaşamın
kanaat önderleri 1921 yılında “Alaçatı Spor Kulübü ”nü kurmuşlar, halâ İzmir
bölgesinde o yıllardan kalma anıları bugün dahi söz edilir. Alaçatılı gençler Cevat
Fehmi Başkut’un eseri olan İlk tiyatro oyunlarını 1973 yılında “Paydos” oyunu
ile, 1978 yılında yine Cevat Fehmi Başkut’un” bir diğer eseri olan “Buzlar
Çözülmeden” i sahnelediler. 1974 yılında Alaçatı; “Anason Güzeli’ni seçti. 1991
yılında gençlerimiz “Liselim siler” isimli kendi yazdıkları tiyatro oyununu Uluslararası
Alaçatı Gençlik ve Çocuk Tiyatroları Festivali’nin ikinci yılında sahnelediler.
Alaçatı halkı sanata ve spora çok meraklıdır. Alaçatı’ya ilk yerleşenlerden ve Alaçatı’nın
markalaşmasında ipi göğüsleyenlerden Tunç Cecan ilk Sörf okulunu açtı. Daha
sonra Engin Kalafatoğlu Avrupa sörf yarışlarını düzenledi. İlk Butik Otelini
Alaçatı’ya kazandıran Zeynep Öziş oteline televizyon ve telefon koymamıştır. Buraya
gelen konuklarının sakin ve huzurlu bir tatil geçirmelerini sağladı. Leyla
Figen’den devraldığı Agrilia Restoran’ı Alaçatı’ya kazandıran Melih Tekşen tam
bir tatbilir olup, mekânında Tango geceleri düzenlerdi. Caddeden geçen halk
müziğin sesini duymakta bile zorlanırlardı. Sokağa da masa falan atmazdı zaten…
Yazılacak çok yaşamlar var. Buradan sizi sıkmak istemem. Diğer anılarımı daha
sonraki yazılarımda sizlerle paylaşırım. 3 Eylül Perşembe günü Sayın Belediye
Başkanımız Ekrem Oran; Çevre Bakanlığı’ndan gürültü ile ilgili yetki belgesini
aldı. Şimdi bundan sonra gürültü ile mücadelede Çeşme Belediyesi yetkili.
Belediye Başkanımızın ne çok emek sarf ettiğini biliyoruz. Ben çok umutlandım.
Alaçatı bundan sonra eski günlerine kavuşabilir.
Haydi, Başkanım, umudumuz,
mutluluğuz ve huzurumuz için sıra sende. “Umudumuz Ecevit” diye dağlara taşlara
Karaoğlan’ın adını nasıl yazdıysak, sen de şu gürültüden kurtar bizi de senin
de ismini dağlara taşlara yazarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.