ÇOCUKLUK ANILARIM (2)

Yeğenim Hatice’ye döndüm ne kadar çok akrabamız varmış dedim bu köyde bizim. “Hatice e tabi dayı bu köyün yarısından fazlası bizi akrabalarımız dedi.”Okulun zili çaldı biz sınıflarımıza girmeye başladık fakat bütün çocuklar hepimiz aynı sınıfa girmiştik. Beş sınıf aynı odada ders görecekmişiz. Hatice bana bak dördüncü sınıfların sıralarını gösterdi ben gittin sıralardan birine oturdum. İbrahim Alyanak, Ali Kükrer, yeğenim Hatice Kaya, daha birkaç kişi dördüncü sınıf sıralarına oturduk.Sınıf Başkanı Gülay Vural, elinde bir küçük sopa, konuşmayın konuşanı öğretmenimize söylerim, konuşmayı kesin diye bağırıyordu. Herkes bir anda sustu birbirimizin yüzüne bakıyorduk. Tek sınıflık binada kırk kişiydik. O anda Öğretmenimiz sınıftan içeriye girdi ve Günaydın çocuklar dedi.Biz hepimiz birden sağ ol Öğretmenin dedik. Öğretmenimiz elinle bize kısık bir sesle oturun çocuklar dedi ve hep beraber sıralarımıza oturduk. Öğretmenim bütün sınıfa yeni gelen arkadaşınız Ömer aramıza yeni katıldı diyerek beni sınıftaki öğrencilere tanıttı. İki yılımı Germiyan İlkokulunda bitirdim.Okulum bittikten sonra anneme anne ben burada kalmak istemiyorum. Ben okumak istiyorum dedim. Annem de beni Alaçatı’da ortaokul olmadığından Çeşme Ortaokuluna yazdırmaya getirmişti biricik anneciğim. Ben artık Alaçatı’ya dönmüştüm. Büyük annemle beraber Alaçatı’da Rıza dayımın evinde bir odada yaşıyorduk. Annem, büyük anneme yük olmayayım diye kendisi de köyden tekrar Alaçatı’ya gelmişti. Birlikte Alaçatı’daki kendi evimizde yaşamaya başlamıştık. Ben bir ay bile ortaokula gidemedim. Ortaokuldan ayrılıp terzi Erdoğan Erman’ın yanında terzi çıraklığına başladım.Ben her gün dükkânı gidiyor akşam geç saatlere kadar çalışıyordum. Evimizdeki küçükbaş hayvanlarımızın sütünden, etinden, bahçemizdeki yetiştirdiğimiz zerzevatlarla geçiniyorduk. Komşularımız da bizi destekliyorlardı. Süt, maydanoz, Marul, gibi ihtiyaçlarını bizden alıyorlardı.   Komşularımızdan rahmetli Hüsnü amca (alpsay) eşi Saadet teyze, kızları Güzin, Necla ablalar, oğlu Bülent ağabey Hüsnü amca İzmirli tütün tüccarı olan Selanik kavelalı Mehmet beye tütün eksperliği yapıyordu.1966 yılında İzmir’e taşındılar. Taşınmadan önce Güzün abla elinde bakır bir tasla evimizin kapısından bakarak anneme Şahiste teyze sütüsünüz var mı? diye seslenir, sonrada içeriye girip hal hadır sorduktan sonra annem yeni sağdığı keçi sütünü Gündüz ablamızın bakır tasına doldurup verirdi.Biraz ilerimizde lakabı “ koz Nuri” olan amca (Canol) yıllarca kamyon şoförlüğü yaptı iş dönüşünde her zaman evine gelirken filesi dolu gelirdi. Yolda kendisine rastladığım zamanlar bana  “naber Ömer ağam der” sonrada filesinden portakal çıkarır bana verirdi.Nuri amcamın eşi Reşide abla bize uğrayıp sütünü alır giderdi. Kunduracı Sıtkı amca “Özcan”çocukları Ekrem ile Ali, ne güzel komşulukları vardı. İbrahim Tığlı amcada önce on beş eylül ilkokul Müdür’ü olan Selahattin Tosun’un eşi ve annesi bu evde oturuyorlardı. Selahattin hocanın çocukları Nezaket ve Meziyet diye iki tane kızları vardı. Selahattin hocam Zeytineli’liydi. Selahattin hocanın annesi ile benim büyük annem çok sık görüşürlerdi.Kızlarının büyüğü Nezaket oda bize uğrar süt, bazen de cam kâsede yoğurt alırlardı. Kesreli cami imamının kızı Nazmiye ablamız vardı. Dünya tatlısı bir kadındı. Babası Alaçatı’da dürüst insanlar yetiştirmişti. Rahmetli “İbrahim Özen” İbrahim hoca yıllarca Alaçatı’da fahri imamlık ve müezzinlik yaptıktan sonra resmi imam olarak da Çeşme İlçemizde resmi imamlık yaptı. Hayatımda dürüst olarak tanıdığım insanlardan birisiydi.”Hüsnü Koç”ağabeyimizde yıllarca fahri imamlıktan sonra resmi olarak Ilıca camiinde yıllarca imamlık yaptı. Bu güzel insanlarla beraber yaşadığım ve onlardan öğrendiğim dürüstlüğü hale yaşatmaya çalışıyorum. Komşuluklar çok önemli,bu güzel insanlarla ben beraber yaşadım. Onlardan çok şey öğrendim. Birçoğu aramızdan ayrıldılar ayrılanlara Allahtan rahmet kalanlara uzun ömürler diliyorum.

Kalın sağlıcakla……     


 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

YAŞANMIŞ ANILAR!

YAŞANMIŞ ANILAR!  Bir köy çocuğu olarak geldim dünyaya. Bir yılkı atı kıvamında büyüdük yetiştik, türlü badireleri geçerek. Bu zamana gelinc...