HIDIRELLEZ

 HIDIRELLEZ


6 Mayıs, Hıdrellez bereket, bolluk, sağlık, talih, kısmet, şifa, uğur ve mutluluk gibi sayısız dileklerin kimilerine göre kabul edildiği gündür.Hızır ve İlyas peygamberler her yıl 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece buluşup doğaya can vermek üzere sözleşmişler. Onlar tüm gece boyunca gezerlermiş.

Gül ağaçlarına asılan veya suya bırakılan dilekleri toplarlar. Eğer sizin de dilekleriniz bulunursa bugün yerine gelir.

Büyüklerimizden dinlediklerimize göre kalbi temiz, Allah’a inanan insanlara yardım eder. Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.Dertlilere derman, hastalara şifa verir. Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar. İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.

Uğur ve kısmet sembolüdür.Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, olur. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, inanan insanlarımız vardır.

5 Mayıs akşamı Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere, yiyecek kaplarının açık bırakıldığı, Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdeleye bağlayıp gül ağacına asarlar. Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.

6 Mayıs günü annem Hızır ve İlyas’tan bahsederdi. Elimden tutmuş, deniz kenarında herkesle beraber yürürken, pek anlamazdım o zamanlar, ama bayılırdım.

Bir “ritüel” gibi sanki birazdan hepimiz doğaya karışacakmışız, aynı hedefe gidecekmişiz gibi gelirdi bana. Denizden döndükten sonra herkes yollara düşmüş, herkesin kollara takılmış, içinde börekler, ekmekler, peynir, zeytinlerle dolu sepetler. Çam kuyu tepesine, kimi değirmen dağına, kimi balan baka tepesine çıkılırdı. Yemyeşil bir bitki örtüsü sarı, beyaz papatyalar, Kırmızı laleler.


Ekinler diz boyu olmuş, verim verme zamanları gelmiş yemyeşil sanki bir resim tablosu gibi. Sakızlar bahçesi olan alanda, halk sakız ağaçlarının gölgesinde oturup evlerden getirilen yiyecekler, toprağın üzerine serilmiş sofra bezinin üzerinde yenir.

Yüzlerce kadınlı, erkekli, çoluk çocuk herkes bir birini tanır. Herkesin yüzünde tebessüm. Yanlarından geçen aileler bir birlerine laf atıp hatır sormadan geçilmezdi.Yemekler yendikten sonra bütün komşular bir araya gelip eğlenmeye başlarlardı. Genç kızlar ve delikanlılar doğada rahmetli Foto Seyfi’de poz vermek için sıraya girerlerdi. Toplu aile fotoğrafları çektirilirdi.Nasıl huzur ve mutlulukla yapardık her sene hıdrellezleri anlatamam.

Her hıdrellezde aklıma gelir, hiç unutamam o sabahlardaki yakaladığım huzuru, hiçbir yerde de yakalayamam :)

Kalın sağlıcakla…


6 Mayıs 2017 yılında yazdığım köşe yazım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

YAŞANMIŞ ANILAR!

YAŞANMIŞ ANILAR!  Bir köy çocuğu olarak geldim dünyaya. Bir yılkı atı kıvamında büyüdük yetiştik, türlü badireleri geçerek. Bu zamana gelinc...