29 Nisan - 17 Mayıs arasında Corona Virüsün yayılma hızını yavaşlatmak adına tam kapanma yaşıyoruz. Ramazan Ayını ve Ramazan Bayramı’nı sevdiklerimiz ve yakınlarımızla coşkulu bir şekilde kutlayamıyoruz. Bu yazımı da günlerdir sokağa çıkamadığım evimden yazıyorum. Evde oturmak, kimseyle görüşememek ne kadar da zor!Çalışma odamda Orhan Pamuk’un son kitabı Veba Geceleri’ni okurken çocukluk yıllarım ve çocukluğumda yaşadığım bayramlar geldi aklıma. Eskiden bayramlar coşkulu yaşanırdı. Günler öncesinden büyük temizlikler yapılır, evler boyanır, badanalanırdı. Çocuklara kıyafetler alınır ama bayram sabahına kadar kesinlikle giydirilmezdi. Bayram sabahları çocuklar erkenden kalkar, en güzel ve yeni kıyafetlerini giyinirdi. Sabah erkenden kalkılır, bayram namazı kılınırdı. Namaz sonrası ilk iş olarak mezarlıklara gidilir ve kaybettiğimiz büyüklerimizin bayramını kutlar ardından dualar edilir, sonra aile büyükleri ziyaret edilirdi. Önce büyüklerimizin elleri öpülür, bayramları kutlanırdı. Büyükler de çocuklara harçlık verirdi. Büyüklerimizin bayramını kutladıktan sonra evlerimizde kahvaltıdan sonra aile ve komşular ziyaret edilir, bayramlaşma ziyaretleri başlardı.
Mahalledeki çocuklarla bir araya gelir, komşulara bayram tebriğine giderdik. Her gittiğimiz komşu bize güzel desenli mendil içinde muhakkak para,şeker,lokum, verirdi. O yıllarda da mendilin içinde bulunan en yüksek para bir liraydı. Ahmet Ağabeyim bana boncuklu bozuk para cüzdanı hediye etmişti. Cüzdanımda benim adım soyadım yazılıydı. Cüzdanım dolana kadar her akrabamın bayramını kutlamak için çaba sarf ederdim. Rahmet Ahmet ağabeyimin bana hediye ettiği boncuklardan yapılmış bu para cüzdanımı 1958 yılından bugüne kadar saklıyorum.Bayramlar sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, birlik beraberlik içinde olduğumuz zamanlardı. Bayramda tatil yerlerine gidilmezdi. Yaşlı aile büyüklerimizle geçireceğimiz kaç günümüz var ki bu hayatta? Hele ki benim gibi anneanne ve annem ile beraber geçirdim o güzel günleri unutamayanlardansanız… Yaşamlarını yitirdiyseler çok daha önemli oluyor geçirdiğiniz vakitler. Maalesef dünyada yaşanan şu corona virüsü hayatımızı allak bullak etti. Bu yıl Ramazan Bayramı ve Resmii Bayramları doyasıya yaşayamadık. Büyüklerimize sarılamadık, ellerini öpemedik. Törenlerimizde Atamız’a gidip saygı duruşumuzu yapamadık. Kaybettiklerimizin mezarına gidip bir Fatiha duası okuyamadık. Bu bayramında cep telefonlarımızdan büyüklerimizi, sevdiklerimizi telefonla arayıp tebrik edebildik sadece. 18 gündür evde karantinadayız. İyi ki cep telefonlarından görüntülü arama var da bir birimizin yüzünü görebildik. Önce sağlık diyoruz tabii ki. İnşallah bu kötü günler çok çabuk geçer de normal hayatımıza döneriz.
Ramazan Bayramınız Kutlu Olsun…
Çeşme Life dergisinde Mayıs ayında yayımlanan yazım
20.5.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.