90' LI YILLARDA ALAÇATI KURTULUŞ BAYRAMLAR!I
Alaçatı’mızın düşman işgalinden
kurtuluşunun 102. yılını büyük bir coşkuyla kutlanacak. Bu yılkı kutlama
törenleri Uğur Mumcu caddesindeki amfi tiyatronun önündeki meydanda, Atatürk
Anıtına çelenk konarak başlayacak. Yıllardır 15 Eylül kutlama törenleri 20 yıl
önce Alaçatı Cumhuriyet Meydan’ında yapılırdı. Atatürk ve Türk Devriminin
mimarlarından İsmet Paşanın bu meydandaki büstlerine çelenk konularak başlardı
kurtuluş törenleri. Ama bu yıl, bazı zorunluluklar sebebiyle 20 yıldır bu
geleneğimiz bozuldu. Sanırım bundan sonra da Cumhuriyet Meydanında kutlama
yapmak pek olanaklı gözükmüyor.
Ancak, bir başkaydı eski kutlama
şenlikleri. Saat 16.00 da belediye binası çatısındaki siren acı acı çalar,
dışarıdan gelen Kurtuluş Savaşı Gazileri ellerindeki tüfeklerle havaya plastik
mermilerle ateş ederler. Alaçatı’lı başı poşulu atlı süvariler de ellerinde
Türk Bayrakları ve av tüfekleri olduğu halde, geçit resmine katılırlardı.
Bunların önde gelenleri, Semerci Hasan (Kuşku) Muzaffer Gençalp Yahya Akalp,
Bakkal Mehmet (Baysal) ve atı olan tanınmış diğer simalardı. Atlılar Kürt
Ali’nin fırını önünde toplanır, törenin başlamasıyla beraber meydana
gelirlerdi. Vatanı temsil eden ve çarşafa sarılı vaziyette atlı süvarilerin
birinin atından indirilen bir genç kız da çarşafından arındırılarak özgürlüğüne
kavuşturulur ve Alaçatı temsili olarak işgalden kurtarılırdı. Sonrasında da
genç kız yeninden çıkardığı Türk Bayrağı ile halkı selamlar ve bayrak bir
süvariyle birlikte alkışlar arasında Belediye Başkanına takdim edilirdi.
O yıllar Alaçatı’da Amfi tiyatro yoktu.
Belediye imkânları daha sınırlıydı. Yerel sanatçılarla, yerel enstrümanlar ve
davul zurna eşliğinde halka eğlence düzenlenirdi. Akşam yemeğinden sonra
Cumhuriyet Meydanı bu günde süslendiği gibi bayraklarla süslenir. Hilmi
Çevik’in kahvesinin önüne davullar sıralanır, yan tarafında zamanın Belediye
Başkanı Nahiye Müdürü Jandarma Komutanı oturur. Halkın eğlencelerini
izlerlerdi. Halk, kahveci Hüseyin’in kahvesinin önüne kadar doldururdu meydanı.
Kurtuluş savaşından önce acı çekmiş ailelerin çocukları efkârlanıp sırasıyla
ortaya çıkar, oyunlarını oynarlardı. Genelde İzmir Zeybek havaları oynanırdı.
Ama Muzaffer Gençalp, Kemal Sarı, Efe Hüseyin, Hüseyin Kaymakçı ağabeylerimiz
bir başka oynarlardı Zeybek havasını. Herkes heyecanla izlerdi bu
ağabeylerimizi. Neydi o günler! “Geçmiş zaman olur ki, hayali bir cihan değer.”
Başta Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah
arkadaşları olmak üzere Şehitlerimiz ve gazilerimize Allah'tan rahmet dilerim.
Bizlere böyle güzel bir vatanı emanet ettikleri için. Saygıyla eğiliyorum.
Ruhları şad olsun.
Hepinizin Kurtuluş Bayramını kutlar
sağlık ve esenlikler dilerim.
Kalın sağlıcakla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.