KİTAP OKUMAK

“Korona virüsü”nedeniyle son iki aydır zorunlu tatil yapıyoruz.Hayatımız boyunca bu kadar uzun tatil yapmamıştık.65 yaş üstü olanlar sokağa bile çıkamıyoruz.Bunu fırsat olarak evimde bu kadar çok kitap okumamıştım.Bu bana vesile oldu.İlk günler biraz endişelerim oldu tabiî ki. Bol bol kitap okuyorum. İnanın vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Dostlarıma da kitap okumalarını yürekten tavsiye ediyorum. Lütfen Kitap okuyun.



Allah’ın bizlere gönderdiği Peygamberimiz Hz.  Muhammet’e ilk emri “oku” olan ve “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” diye bizleri okumaya teşvik eden bir dinin mensupları olarak üzerimize farz olan okuma işini ne kadar yerine getiriyoruz acaba?
 Şu günlerde geçmişe nazaran daha geniş imkânlara sahip olan gençliğimiz neler okuyor? Ya da daha doğrusu ne kadar okuyor acaba?
 Okul ihtiyaçlarını görmek için hangi kırtasiyeye girerseniz girin envai çeşit defter, kitap, araç gereçlerden bir çiçek bahçesine girmiş gibi hissedersiniz kendinizi. İnsanın içinden yeniden talebe olası geliyor.
 Okumalıyız… Düşünmeliyiz… Yeteneğimiz varsa, birikimimiz varsa yazmalıyız. Bu üç fiil iç içe geçmiş halkalar gibidir. Hatta bir üçgenin köşeleri gibidir. Birisi olmazsa diğerinin anlamı da olmaz imkânı da… Zira okumak düşünmeyi, düşünmek de yazmayı tetikler. Okumayan insanlar kendilerini sözlü olarak bile ifade etmekte zorlanırlar. 
Bedenin açlığını yemekle giderirken ruhun açlığını da okumakla giderebiliriz. Zira okumak daha aydın anlamıyla insanın kendisini bilmesi, kendini ve mutlak hakikati keşfetmesidir. Bu kendini bilmek ve keşfediş Yunus’un deyimiyle insanı Rabbini bilmeye götüren en kestirme yoldur. Bu gaye için yapılan okuma fiili bir ibadettir. Yoksa okumuş olmak için okumak vakit israfı ve beyhude bir çırpınıştır. Okumak sıradanlığa ve sömürülmeye karşı bir direnmedir. En ulvi anlamıyla kul prangasından kurtularak Hakka teslim olmak demektir. 
Ancak bu söylenenlerin yanı sıra “her şey okunmalı mıdır” sorusu da akla gelebilir. Elbette ki hayır… Faydalıyı insanı aydınlatan kitapları seçmek zorundayız. Okuduklarımız dünyamızı aydınlatmalıdır. 
Okuduklarını yaşantısına aksettiremeyen, davranışlarında müspet bir değişim yaşayamayan kişi sadece okumuş olmak için beyhude zaman kaybeden ziyankâr bir kişidir. Her bulduğumuz kitabı okumaya ne gerek vardır ne de imkân… Zira okumak bilgi hamallığı demek değildir. Ancak tek taraflı okumak bize bir şey kazandırmaz, gözümüzü kör ederek sağlıklı düşünmemizi engeller.
Kitap okunmamasının asıl sebeplerinden birisi topluma kitap okuma alışkanlığının kazandırılamamış olması… Böyle bir kültürel alışkanlık yerleşmemiş toplumumuza… Bu belki eğitim sistemimizin bir eksikliği, artık gücünü kaybeden yasakçı zihniyetin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu gün ders kitaplarından başka kitap tanımayan bir kitle ile karşı karşıyayız. Zira bu kitle ezberciliğe dayalı, test usulü ölçmenin temel alındığı eğitim sistemimizin mahsulüdür. 
 Daha aydınlık bir toplum olmak yolunda gayret göstermeliyiz artık.Bu “Korona Virüsü’nü” fırsata çevirip evimizde genci yaşlımız bol kitap okunan bir yıl olmasını dilerim.

“Hayat evde güzel”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

YAŞANMIŞ ANILAR!

YAŞANMIŞ ANILAR!  Bir köy çocuğu olarak geldim dünyaya. Bir yılkı atı kıvamında büyüdük yetiştik, türlü badireleri geçerek. Bu zamana gelinc...