Sevginin yerini nefret, şefkat ve merhametin
yerini vicdansızlık, hoşgörünün yerini de tahammülsüzlük alır. Velhasıl bir
milleti millet yapan değer hükümlerinin tümü dejenere edilerek altüst olur.
Gurur, şöhret, şehvet hırsı gibi duygular
beyinleri felç edip sağlıklı düşünmeyi engelleyici fonksiyon icra ederler. Bu
hırsların bütün toplumu bir ahtapot gibi sardığını düşünürsek, feci bir
akıbetin tehlikeli sinyallerini kulaklarımızda duymamak için sağır olmak
lazımdır. Böylesine olumsuz havanın hâkim olduğu toplumlarda hiçbir zaman
huzurdan bahsedilemez. Bu millete yıllar önce, maalesef bütün bu olumsuzluklar
bir bir yaşatıldı ve yaşatılıyor. Faziletler rezalet, rezaletler fazilet olarak
takdim edildi. Fakat bu aziz ve asil millet uyanmalı artık. Yalanları ve
tezgâhları yutmuyor. Kendi rolünü, artık başkalarına biçtirmiyor. Dünkü mızrak,
bugün çuvala sığmıyor. Unutmayalım ki, yaratılışın mayasında güzellik
mevcuttur. İnsan fıtratında iyilik ve sevgi vardır. Yunus’un: “Yaratılanı hoş
gördük yaratandan ötürü” dediği gibi düşüncelerimize bakışlarımıza ve
yorumlarımıza hoşgörü hâkim olursa, her şeye sevgiyle bakar, sevgi görürüz.
İnsanlar arasında menfaat esasına dayanmayan candan dostluklar kurulur.Bu
davranışlar ise huzur dünyalarının ve saadet sırlarının keşfine yol açarak
mutluluk atmosferi oluşturur. Bu huzur atmosferini bu millete çok görenler
kimler? Halkın değerleriyle doku uyuşmazlığı yaşayanlar kimler? Artık bu
soruların cevabı meçhul değil.Huzur; Mevlana’nın ifadesiyle: “Şefkat ve merhamette güneş gibi, ayıpları örtmede gece gibi,alçak gönüllükte toprak gibi” olan insanların meydana getirdikleri toplumlarda kendini hissettirir.İnsanın içindeki duygu ve düşünceleri tohum olarak kabul edersek davranışlarımız onun çiçekleri tasa ve kıvançlarımız da meyveleri olur.Tolstoy: “Saadeti ihtiraslarda değil kendi içinizde arayın ”diyerek bu hakikati anlatır.Huzuru parada pulda, şan ve şöhrette makam mevki ve rütbede aramaya gerek yoktur.Kalbi kükreyen bir yanardağ gibi ihtiras, kin, nefret, haslet ve yalan hile ve desise dolu bir insan, hiçbir zaman huzuru bulamaz ve saadetle tanışamaz.
Huzursuzluğa giden asfalt yolda yürümeye hayır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.