Yeni açılan mekânlara samimi davranarak ruhsat
işlerinde kolaylıklar sağlandı.
Yeni gelişmekte olan Alaçatı, yerel ve ulusal
basında kendinden çok söz ettirmeye başladı. Uluslararası Alaçatı sörf
yarışları, Alaçatı Gençlik ve Çocuk Tiyatrosu Festivali, Alaçatı Ot Festivali,
Balık Festivali, kültürünü, geleneğini ön plana çıkarmak için yerel halkımızla
beraber hep ilkleri başardı. Alaçatı’yı yerel yönetimi halkını da yanına alarak
iyi bir yerlere taşımaya çalışıldı.
Alaçatı’ya ilk yıllarda gelenler daracık sokakları,
cumbalı evleri, lavanta, kekik kokan sokakları, sokaklarında sarı, beyaz,
turuncu açan begonvilleri taş evlerin pencerelerinde sardunyaları, dantel
perdelerini görürlerdi.
İnanın 2002 yılında kırtasiye dükkânıma elinde
sekreterlik fotokopi çektirmek için bir hanımefendi dükkânıma geldi. “Bana
bunlardan beşer adet çekebilir misiniz?” dedi ve o anda cep telefonu çaldı.
Dükkânın önünde telefonla konuşurken karşı tarafa “İnanmıyorum burası adeta bir
Paris gibi İtalya gibi görmen lazım” gibi sözler söylüyordu. Ben fotokopi
makinemde fotokopilerini çekerken bir taraftan da kulak misafiri oluyordum. Bir
an düşündüm Alaçatı galiba layık olduğu yere geliyor diye de gururlanmıştım.
Beş yıldır Alaçatı’da bir şeyler oluyor. Canlı
müzikler, sokak müzisyenleri, Arabesk çalan mekânlar, Müzik kültürlerini
eleştirmek değil, ama Alaçatı’nın kültürü bu değil. Ana caddede bulunan meyhane
diye nitelendirilen mekânların önlerindeki çalışanlar yoldan geçen misafirlerin
elindeki menüleri insanların gözüne sokarcasına geçen insanları taciz
ediyorlar. Alaçatı kültürüne hiç uymayan hareketler bunlar.
Bu güne kadar Alaçatı’dan ev almış ve hayatının
bundan sonraki yaşamını Alaçatı’da geçireceğini söyleyen çok insanla sohbet
ederken ben buraya kafa dinlemeye geldim diye dert yanıyorlar. İtalya, Fransa,
gibi böyle güzel tarihi yapısı olan kasabalarını nasıl koruyorlar. Biz neden bu
kadar güzel bir kasabamızı koruyamıyoruz. Bir tarafta görüntü kirliliği bir
tarafta ses ve müzik kirliliği. Hele evleri ana caddede yaşayan halk evinin
önünde oturamaz, evinde geç saatlere kadar uyamaz duruma geldiyse? Alaçatı’da
gürültüyle mücadele dernekleri kuruldu. whatsappta Yeni Mecidiye ve Hacımemiş
Mahallesi gürültü gurubu kuruldu sonuç alınmadı.
Tatil ve eğlence yüksek sesle müzik dinlenen
mekânlara gitmek değildir. Tatil bir kitap yazmak veya resim yapmak,
komşularınızla beraber akşamları çay, kahve içip sohbet etmekte sayılmalıdır.
Tabi ki müzik ama müzik fondan dinlensin. Bağırtarak
elinde mikrofon avaz avaz bağırılmamalı. Biz Alaçatı’da yaşayanlar olarak her
şeyi yöneticilerden beklemeyelim Çağdaş insanlar olarak bir araya gelip bu
sorunları toplantı düzenleyerek çözüm aramak zorundayız.
İnanın o eski Alaçatı’yı özlüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.