Usta yazar Aziz Nesin’i 30. ölüm yıldönümünde Alaçatı’da saygıyla anıyoruz.
ALAÇATI’DA YAŞAMDAN KESİTLER
ALAÇATI’DA YAŞAMDAN KESİTLER
1960 lı yıllar. Alaçatı Belediye’sine ait elektrik santrali vardı. Bu gün halk Pazarı kurulan dutlu caddeden yürüyerek bir kilometre sonra vardığımız. Alaçatı şehitlik parkı, yaklaşık 15 dönüm bir alanı olan yüksek taş duvarlarla etrafı çevrilmiş, içinde palmiye ağaçları, kurtuluş savaşında canlarını bu vatan için seve seve vermiş şehitlerimizin anıt mezarları. Etrafında yüzlerce çeşit çiçekler, mis gibi kokuyor. Duvarların üstüne sarılmış sarmaşıklar. Sarmaşıkların bir kısmı beyaz bir kısmı mor renkte açmış. Renklerin güzelliğinden ve kokusundan ayrılamazsınız. Şehitlik bahçesinin yan tarafındaki Karagöz tepeye giden yol kıyılarındaki geniş hendekler dokuz köprülerden taşan sular hendekleri doldurmuş. İçinde yeşil kurbağalar, küçük büyük Kaplumbağalar, küçük kefal balıklar. Temiz suda dans ediyorlar. Sürülmemiş tarla sınırlarında deniz börülceleri. Diz hizasına gelmiş turp otları sarı filiz vermiş. Yemyeşil mis gibi doğa kokusu. Altın dişli Mehmet yasemin, Eşeğine pulluk ve hamutu sarmış beygiri, eşeğinin arkasına bağlamış kendisi eşeğe binmiş tarlaya çift sürmeye gidiyor. Şehitlik bahçesinden Alaçatı’ya gelirken eski mezbaha önünde, Kasap İbrahim Masat, elinde çengeller, kasap Bekir Doğan, İki oğlunla beraber bir tane düve mezbahaya kesime götürüyorlar.(Beş Ali)Çitçi iki tekerlekli at arabasına kırmızı doru beygirini ziller ve rengârenk motiflerle süslemiş at arabasının tekerleklerin ve zillerin vermiş olduğu o güzel ses. Yolun sağına soluna dikilmiş dut ağaçları. Yolun sağında bulunan tarlalar boydan boya sürülmüş tütün fidanı ocakları. Tarla kenarlarında gübre yığınları. Tütün fidanlarını gübrelemek için depolanırdı. Cemal Can amca elinde yarım metre uzunluğunda sigara takımı, sigarasını yakmış diğer elinde çapası bahçesine gidiyor. Gündüz bahçe işi akşam Alaçatı’nın en güzel Şamili tatlısını yapar çocukları akşam kahvelerde veya sinemalarda dilimi yirmi beş kuruştan satarlardı. Evimiz Elektrik santrali çok yakındı. Elektrik santralin duvarları bir metreden yükseklikte ve üstüne iki metre dikenli tel ile çevriliydi. Santralin bahçesini Makinist Sadık baba çok bakardı. Rengârenk güller, kasım patları sarmaşıklar, bahçedeki havuz masmavi, suyun rengi tertemiz. Santralin devasa bir demir kapısı vardı. Bazen elektrik motorları çalışmaktan dolayı içerdeki ısı yükseldiği vakitler sadık baba ve paraşüt İsmail ikisi beraber kapıyı ray sistemi olmasına rağmen zorla açarlardı. Elektrik motorlarının su devir daim fıskiyelerini seyrederdik. Motorların pat pat gürültüsü hiç bitmeyen melodi gibi gelirdi bizlere.
YAŞANMIŞ ANILAR!
YAŞANMIŞ ANILAR! Bir köy çocuğu olarak geldim dünyaya. Bir yılkı atı kıvamında büyüdük yetiştik, türlü badireleri geçerek. Bu zamana gelinc...

-
“İNSANIN İNSANA İYİ GELDİĞİ BİR DÜNYA YARATILABİLİRMİYİZ”. İnsanın insana iyi geldiği bir dünya arıyorum kendi içimden çıkarak dışarıda do...
-
ALAÇATI’DA YAŞAMDAN KESİTLER 1960 lı yıllar. Alaçatı Belediye’sine ait elektrik santrali vardı. Bu gün halk Pazarı kuru...
-
28 Kasım 2011 pazartesi günü Tokoğlu Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi’nde bulunan “Dost Kitap Kırtasiye” adındaki dükkânımı, Yenimecidiye Mahall...