Hayatım
boyunca 1964 yılından 2020 yılı 15 Mart ayına kadar her sabah dükkan’nım açılır
ve gecenin geç saatine kadar çalışıyordum 16 Mart sabahı Corona Virüs’ü
nedeniyle Ev karantinası nedeniyle evimden çıkmamaktayım. Bol bol düşünme
fırsatım oldu.Dostlarım sağolsun telefonla arayarak hal ve hatırımı
soruyorlar.Meğerse ne çok sevenim varmış.Gururlandım.
Evimde kah
bilgisayar kah Günlük defterime anılarımı ve Alaçatı hakkında yaşanmış
hikayelerini yazıyorum.tabi ki Kitap okumayı bilhassa hiç ihmal etmiyorum.
Terzilik yıllarımda Kitap okumak için pek fırsatım olmuyordu.1989 yılının Eylül
ayında Kitapçı dükkânımı açtıktan sonra Kitap okumak ne kadar iyi bir şey
olduğunu anladı.
Kitapçı
dükkânıma gelen okurlar bana bir kitap önerir misiniz? diye sorarlardı ilk
zamanlar böyle bir soru sormalarından nefret ederdim. Çünkü kendim okumadığım
kitabı nasıl önerebilirim diye kendimi hep mahcup hissederdim.
Neyse
Dostluklardan bahsetmek isterim sizlere. Hanım bugün ben Alaçatı’da“Siyasi
Yaşamım”diye bir yazı dizisine başladım. Eşim yanıma gelip elinde Çay ve önceden
kokusunu aldığım bir tabak içinde lorlu kurabiye’yi masama bıraktı.
Yazı yazmayı
bıraktım ve masama bırakmış olduğu kurabiyeden bir tane aldım ve muhteşem bit tat.
Çayımla birlikte önümdeki kurabiyeler bir baktım bitmiş. Kendisine teşekkür
ettim ve konuşmaya başladık. Eşim bu kurabiyeleri en güzel 1850 Oteli’nde yapıldığı,Bende Nilüfer Onan’n da Kurabiyeleri muhteşemdir
dedim.Dükkanım Uğur Mumcu caddesindeyken Nilüfer her Kurabiye pişirdiğinde
kesekağıdına üç beş tane koyar ve kesekağıdın azgını ham iple bağlar yanındaki
elemanla bana gönderirdi.Ne güzeldi o günler.Komşuluklar Dostluklar
sohbetler.Sevilmek,sevmek,Hatırlanmak,Hatırlamak.Ben bugün bunları
düşünüyorum.hadi bakalım madem teknoloji yılı sarıl telefona sevdiklerini
ara,lütfen mesaj atmayın telefon et dostunun sesini dinle.
Kalın
sağlıcakla….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.