Ablam; anne-babamızla, çok sevdiğimiz büyükannemiz ve de
biricik eşin Eşref’inle buluşabildin mi? Mehmet Dayı’nın kızları corona virüsü
nedeniyle 65 yaş üstü olduklarından uğurlamaya gelemediler seni ama hepsi Rıza Dayı’nın
çocukları torunlarına kadar bana başsağlığına geldiler. Seninle yaşadıkları
hatıraları andık. Mehmet Dayımızın kızı Ülkü Abla, kızını Hacer’le beraber
gönderip bana başsağlığı dileklerini iletti. Dün kızın Dilek’i aradım. Kırkıncı
günün nedeniyle sana hayır lokması döktürecekmiş. Ablam buraları soracak
olursan değişen hiçbir şey yok. Corona virüsü halen devam ediyor. Her gün
dükkânıma giderken maskesiz gitmiyorum. Senin yanına arkadaşlarımla geldiğim
zamanlar senin güzel sohbetlerini dinleyenlerle bir araya geldiğimiz zaman hep
senden söz ediyorlar. Senin zaten çok misafirperver olduğunu biliyorum. Bu yüzden
bunları sana yazıyorum. Yakın zaman önce beraber diktiğimiz ailemizden miras
kalan Kaçeli tarlasındaki zeytin ağaçlarımın birine senin adını, diğerine ise eşin
Eşref’in adını verdim. Eşref Hocamla yine yan yanasınız. Seni özlediğim zaman
isminizi taşıyan ağaçlara bakacağım artık. Onları yalnız bırakmayacağım. Tıpkı
tarlada zeytin fidanlarını birlikte dikerken bana gösterdiğin ağaçlara Babamız
ve ablamız Nezahet’in diktikleri ağaçlara onların adını verdiysem diğer
ağaçlardan ikisine de sizi adınızı verdim. İzin alamadım senden ama artık kusuruma
bakmazsın. Biliyorsun sen de çok severdin zeytin ağacı dikmesini. Ablam sen Çevreyi,
doğayı, çok seven biriydin İlçemizdeki çevremizi korumak için yaptığımız her eylemlerde
yanımızdaydın. Katkıların için binlerce kez teşekkürler.
Ablam daha çok yazmak istiyorum ama seni yormayım ve
çok uzun olmasın istedim yazım. Gittiğin yerde buluştuğun tüm dostlarına selamlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.